Ana içeriğe atla

Kanada Mühendisi'nin Yüzüğü

Mühendislik Yüzüğü Kanada üniversitelerinin herhangi bir mühendislik dalından mezun olan öğrencilerin, özel bir seremoni eşliğinde taktıkları yüzüktür. Paslanmaz çelikten veya incelikle işlenmiş demirden yapılmış olan bu yüzükler; kalem tutan, imza attığınız, dominant elinizin serçe parmağına takılır ki, bir proje imzalarken, bir dizayn yaparken yüzeye ilk yüzük temas etsin ve çıkarttığı tını ile size hata yapma olasılığınızı ve mühendislik etikleri üstüne ettiğiniz yemininizi tekrar tekrar hatırlatsın.


Yüzük geleneği aslında, başarısız ve acı bir mühendislik öyküsüne dayanır:

1907 yılında, Quebec'te bir köprü inşaatı çökmüş ve 75 kişiye mezar olmuştur. 1900 yılında başlayan 'Ulusal ve Kıtalararası Trenyolu' projesinin çok önemli bir parçası olan bu köprü çöktüğünde, üzerinde çalışan 86 işçi'den sadece 11'i sağ kurtulur.


Köprünün 1600'den 1800 feet'e yükseltilmesi kararının kabulünden sonra, yüklenici firma yeniden hesaplama gereği duymaz.Yapım aşamasında kirişler ağırlığın uyguladığı baskıya dayanamaz ve 1907 yılının 29 Ağustos günü iş bitimine yakın, saat 5:30 sularında köprü çöker.


Mühendislerin deneyimsizlik ve yetersizlikleri, eksik tasarımları, yanlış malzeme kullanımı, sağlık sorunları, ve projede yap
ılan değişim sonrası olası problemlerin test/hesap edilmemiş olması, kısacası, hatalı proje yönetiminin böyle bir faciaya yol açtığı ortaya çıkar. Örneğin Şef Mühendis olarak seçilen Edward A. Hoare daha önce 300 ft den uzun konsol-kirişli köprü inşasında görev almamıştı. Projenin yönetimi 1903 yılında QBRC ve Phoenix Köprü İnşaat Şirtketinin danışman mühendisi Theodore Cooper'a devredilmişti fakat Cooper hastalığı sebebiyle çalışma sahasından uzak kalmıştı.

1908 yılında projeyi ve kazayı Kraliyet Soruşturma Komitesi mercek altına aldı, ve "yanlış hüküm/kararlara bağlı kusura dayalı olarak çökme" olarak kayda geçti. D
izaynı inceleyip onayan Theodore Cooper ve Phoenix Köprü İnşaat Şirtketinin Şef Dizayn Mühendisi Peter L. Szlapka, suçlu bulundu.

Bir anlamda, mühendislik yüzüğü, geçmişte insan hayatına mal olmuş bu faciayı bir hatırlatma aracıdır ve kendinizi mühendis olarak tanıtabilmeniz için de yeterli değildir.

D
ört yıllık mühendislik eğitimini tamamlamış, mezuniyete hak kazanmış bir mühendis adayı olarak "iron ring" için başvurursunuz, parmağınızı ölçerler ve seremoni öncesi yüzük size verilir.

Biraz da gizemli bir havası olan 'Yüzük Seremonisi'ne, mühendis adaylarının aileleri de dahil, mühendis olmayan hiç kimse alınmaz. Seremonin gereçekleşeği oditoryum'a öğrenciler diplomalarını, mühendisler yüzüklerini göstererek girebilirken, seremonide mezuna yüzüğü deneyimli bir mühendis takar ve onu 'mühendis' ilan eder.

1925'den beri bir ritüel olan bu gelenek, nobel ödüllü İngiliz şair Rudyard Kipling tarafından, 'Kanada Mühendislik Enstitüsü'nün talebi üzerine hazırlanmıştır.

Seremoni esnasında, sahnede duran irice bir örsün üzerine çekiçle vurularak, mors alfabesi ile "S-S-T" sesleri çınlatılır ki, bu "Steel / Stone / Time" hem de "Soul / Spirit / Time" sözcüklerinin 
baş harfleridir; burada Quebec Köprüsü faciası anımsatılarak mühendislik ruhunun, çeliğin, kayaların ve zamanın önemi vurgulanır.

'Mühendislik Yemini'ni okurken, ayaklarınızın dibinde duran ve tüm sıralar arasından kıvrılarak geçen tek parça halindeki zincir halatı da elinize alarak ayağa kalkarsınız; tüm mühendis adayları bu halkalarla birbirine ilişiktir artık. Aşağıdaki 4 paragraflık yemini hep bir ağızdan gür sesle okumak tüylerinizi diken diken ederken, bir güç birliğini de size hissettirir.



Mesleklerine ve birbirlerine bağlılıklarının nişanesi olan yüzükler takılıp, ant içildikten sonra ne mi yapılır ? Gruplar halinde en yakın bir bara gidilir ve kutlama yapılır. 

Sektörde mühendisler birbirlerini bu yüzükten rahatlıkla tanıyabilirler ancak, ne yüzük ne de diploma kendilerini 'mühendis' olarak tanıtmaları için yeterli ve geçerli değildir.

"Engineer/Mühendis" sıfatına sahip olabilmek için, çalışacakları eyaletten mühendislik lisansı almaları ve 'Mühendisler Odası'na kayıtlı olmaları gerekir. Kanada'da toplam eyalet/özerklik sayısı kadar Mühendislik Denetleme Kurulu bulunur. Bu 12 kurul kendi sınırlarında mühendislik yapacak şahısların profesyonellik sertifikası ve yeterliliklerini denetler.

Yeterlilikleri olmayanlar, çalıştıkları şirketlerin de yaptırımı ile isimlerinin altına sadece "Analyst/ Çözümleyici", 'Developer/ Geliştirmen', ' Specialist/ Uzman' gibi sıfatları ekleyebilirler.


'Quebec Köprüsü' yeniden inşa edildikten sonra, 11 Eylül 1916'da dramatik bir mühendislik hatasıyla ikinci kez çökerek 13 kişinin daha ölümüne neden oldu. 

Sonuçta 1929'da tamamlanan köprü; 30 yılda bitmiş ve 88 cana mal olmuştu. 

Günümüzde 'Quebec Köprüsü' 987m.(3,238 ft) uzunluğu, 29m.(95 ft) genişliği, ve 104m.(341 ft) yüksekliği ile halen dünyanın en uzun konsol-kirişli köprüsü olma ünvanını elinde bulundurur.


S.Gun,
Aralık 2016


Not: İngilizce deyişle “Iron Ring” geleneğine, 1970 yılından itibaren ABD üniversiteleri de katılmıştır.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aç Kapıyı Melek, Ben Geldim

Mart ayında bir gün, bir Cuma günü. Saat öğleden sonra 4:30. Sabah hava sıcaklığı eksi otuz santigrat derece idi, şimdi ısındı biraz, yalnızca eksi on. Ah Ottawa, söyle yetmedi mi artık bu kış? İşten koşar adım çıkıyorum. Melek otoparkta beni bekliyor. Önce camları kaplamış olan buzu elimdeki uzun saplı plastik spatula ile bir güzel kazıyorum. Eğer dünyanın bu köşesinde yaşamayı hayal ediyorsa oralarda birileri, işte bu gerçeği de hayallerinin bir köşesine dahil etmeli. Zira spatulayla buz kazımak yemek yemek, su içmek gibi hayatın doğal bir parçası buralarda. Araçların camlarına yapışan kar taneleri buzlaşıyor, kaskatı kesiliyor. İşin yoksa her allahın günü kazı babam kazı.

İstanbullu Bir Turistin Gözünden Ottawa - 1

Selam, ben Emre, Ottawa'da hızlı geçen birinci haftamın sonunda gözlemlerimi bu yaz ı  ile hızlıca paylaştım,  sürç-i lisan ettiysem affola.  14 Haziran Salı:  Aktarmalı uzun bir yolculuk sonrası başkent  Ottawa'n ın ( İstanbul Atatürk Havalimanı ile karşılaştırıldığında)  k üçük  uluslararası "Ottawa MacDonald–Cartier" h avaalanına  indim, d ı ş ar ı  çıkar çıkmaz fırın sıcağı gibi bir hava ile karşılandım. Alandan  şehir merkezindeki eve giden yol bol yeşillikli ve sanki  tüm şehrin bir bahçıvanı varmış gibi yemyeşil, düzenli ve temiz göründü. Jetlag halinde arkadaşların güneş vuran salonlarında kedi gibi kıvrılıp uyudum ve dinlendim. 15 Haziran Çarşamba:   Şehir merkezinde kalıyorum. Öncelikle, başkentin göbeğinde bulunan, "Parliament Hill" olarak bilinen tepecik üstünde, Rideau Nehrine nazır gotic mimariye sahip "parlamento" yani meclis binasını gezmek için şehir merkezinden yürüyerek geçtim. Yol bo...

İstanbullu Bir Turistin Gözünden Ottawa - 2

17 Haziran Cuma: Chateau Laurier diye oldukça büyük bir otelin arkasında bulunan Majors Hill park mükemmel bir yer, öğlen yemeğini yine Bottega'dan alıp bu parka yürüdük.  Çimenlerin üzerinde bir ağaç gölgesine oturduk. Parkta hula hup çevirenler, frizbee oynayanlar çocuklarını çimenlere salıp onlarla beraber yuvarlananlar, kitap okuyanlar, yanlarında getirdikleri darbuka benzeri (djembe) enstrümanları çalanlar hepsi burada. Mutluluk tepesi olmuş burası.  Karşımızda Parlamento binasının arka cephesi görünüyor ve biraz aşağı doğru bakarsak Ottawa Nehri ve karşı kıyı Quebec eyaletinin Gatineau şehri.