Ana içeriğe atla

Kar Ülkesinin Başkenti Ottawa

Ottawa - Lebraton ve Parlamento

Ne ilginç şu şehir! Keçiboynuzu gibi, sekiz ay kar içinde bekliyorsun ki dört aylık yaz gelsin. Kutup ayısı misali kış uykusuna yatmadan, ya da sıcaklık donma derecesinin altına düştügünde artık kalbi atmayan, hareket etmeyen, soluk almayan, yani tüm beyin faaliyetleri durmuş olan ve bir buz kütlesi içinde bahara kadar donmuş bir şekilde güneşi bekleyen Kanada orman kurbağası (*Rana sylvatica) gibi hiç degil. Eğlenip güle güle geçiriyoruz sekiz aylık az güneşli ama kar beyazdan aydınlanan günleri.

Nasıl mı? Aslında hiç de zor değil. Kendini ortama uydurduğunda çok da zevkli bile: Yoğun bir şekilde kar yağan günlerde şehir merkezinden 25 km uzaklıktaki Camp Fortune'a ski ya da snowboard için iş çıkışı gidip, akşam üzeri saat 6 ile 10 arası dört saatlik günlük sporumuzu yaparak. Haftasonları ise Ottawa'dan iki buçuk saat uzaklıktaki Mont-Tremblant kayak merkezine giderek.

Kar yağmayan ama -10 derecenin altındaki günlerde dünyanın en uzun buz pateni pisti, UNESCO`nun Dünya mirasları listesinde bulunan Rideau Kanalı'nda buz pateni yaparak... Hafta içi çalışmaktan yorulanların biricik hediyesi Cuma ve Cumartesi akşamları bir evde toplanıp saatlerce muhabbet, müzik, yemek ve içecek eşliğinde gülüp eğlenerek... 


Dünyanın en çok kar yağan yeri Vancouver'ın 85 kilometre güneyinde, U.S.A sınarları içinde bulunan "Baker Dağı"dır. 1998-1999 sezonunda 2,896 santimetre kar yağışı ile Dünyanın en çok kar yağan yeri ünvanını almıştır. Ottawa'nın ise yıllık kar yağış oranı 236 santimetre civarında, ve bu ozelliği ile Dünyanın en çok kar yağan başkenti olma ünvanına sahip.

Kanada'nın genelinde olduğu gibi Ontario eyaletinde araba lastiklerine zincir takmak yasak. Bu yüzden kaliteli bir kış lastiği şart. Şu ana kadar denediklerimden favorim Michelin X-ICE serisi, neredeyse buzlu zemine ahtapot gibi yapışan bir teker ve her türlü yol koşulunda oldukça güvenli hissetiriyor.

Parlamento Binası

Otobüslerin ve alışveriş merkezlerinin içi zaten ılıman. Bazı otobüs duraklarında ısıtıcılar mevcut. Ayrıca Ottawa`da -25 santigrat derecede sabah koşusunu yapan, karda bisiklete binen insanlar göreceksin, hava koşullarına uygun kıyafetler ile sonra günlük rutinlerinize devam edebilirsin. Soğuk hava koşullarının alışkanlıklarını etkilemesine izin verme.

Dışarıdaki (outdoor) aktivilerimiz için tabiki giyime dikkat etmemiz gerekiyor. Kışlık ceket satan markaların içinde "The North Face", "Canada Goose", "Descente", "Arc'teryx" markaları kalite olarak oldukça tercih edilen markalar. Ottawa'da ayrıca bu konuda ziyaret edebileceginiz Sporting Life,  MEC, Bushtukah gibi magazalar var.

Alexandria Köprüsü - Parlemento Binası

Ottawa'nın nüfusu 1 milyon civarında ve toplu taşıma sistemi çoğunlukla otobüs üzerine kurulu. Bölgede hizmet veren belediye otobüslerinin istikamet ve saatleri için OC Transpo'nun web sitesini ziyaret edip yol planınızı da cıkartabilirsiniz. 

Komşu şehirler Hull ve Gatineau, Quebec eyaletinde bulunduğundan, farklı belediyeye ait olan STO (Société de transport de l'Outaouais) otobüslerini kullanmanız gerekli. Bu iki belediyenin otobüslerinden alacağınız transferler her iki belediyenin otobüslerinde arasında geçerli.

Ayrıca hafif-raylı tren sistemi bulunsa da bu sadece belli bir rota üzerinde olduğundan sadece belli bir kesime hitap ediyor. Otobüslerin kendilerine özel hızlı servis yolu olduğundan şehrin doğusundan batısına, herhangi bir trafik sorunu yaşamadan 40 dakikada gidebiliyorsunuz.

Ottawa ve Gatineau yazları bisiklet severler için ideal bir şehir. Sadece Ottawa bölgesinde 170 kilometrelik bisiklet yolu bulunuyor, bu haritadan kendi rotanızı çizebilirsiniz. Gatineau'nun doğal parkları ise bisikletçiler için cennet gibi.

Gatineau bölgesi - Voyageurs Pathway bisiklet yolu

Ottawa'nın en sevdiğimiz özelliklerinden biri ise doğa ile iç içe olması. Şehir merkezinde bir sürü park yer alıyor. Oldukça sulak; içinden nehirler, kanallar geçiyor ve bir çok göl ve gölete sahip. Yürüyüş, koşu, ve bisiklet için oldukça ideal. Şehirden sadece 15 dakika herhangi bir yöne doğru gitmeniz sizi muhakkak bir ormanlık alana ya da gölete çıkaracaktır. Yakın mesafedeki Gatineau Park`da kano, yüzme, kamp, kayak gibi bir çok doğa sporunu yapmanız mümkün

Biraz önce bahsettiğim, dünyanın en uzun buz pateni pisti olan Rideau Kanal'da yaz aylarında kano zevki yapabiliyorsunuz. Ya da nehirdeki kürek kulübünde "rowing" takımına girip oldukça sağlıklı bir yaz geçirebilirsiniz.

Ottawa'da eğlenecek bir çok yer olsa da bazen, imkanlar kimilerine az gelebiliyor. Bu durumda Montreal'e 2 saat ya da "Daha da coşmak istiyorum" diyenler icin New York City`e 7 saat mesafede olması oldukça guzel iki avantaj.


Bunun dışında yavru "Slicon Valley" olarak bilinen Kanata bölgesi IBM, Alcatel-Lucent, JDS Uniphase, Kinaxis, RIM, Ciena, Chipworks, Cisco, Ericsson,  Halogen Software, Adobe ve Entrust gibi şirketler dahil olmak üzere bir çok teknoloji şirketine ev sahipliği yaparak iş veren kalitesini önemli ölçüde arttırıyor. Şehrirde bulunan teknoloji şirketlerinin listesine buradan görebilirsiniz. 

Ottawa`da açık olan iş dalları ve olasılıkları hakkında daha detaylı bilgi için bu sitelerde arama yapabilirsiniz Indeed, Monster, Workopolis

"Kanata" kelimesi aslında Kanada'nın Mohawk, yani yerli dilindeki gerçek ismi. Anlamı ise "yerleşim yeri".

Bu şehrin en sevdiğim gizli köşelerinden biri, özellikle bahar-yaz aylarında keyfine doyulmayan National Art Gallery binasının arka bahçesi. Şehir merkezinden Ottawa-Gatineau bölgesini birbirine bağlayan Alexandra köprüsü, altından akan Ottawa Nehri, Güneşin batışı ile birleştiğinde enfes bir manzara oluşturuyor.

Bahçedeki küçük tepede bulunan Samuel de Champlain heykelinin ayaklarına oturup manzarayı izlemek sıcak günlerde müthiş zevkli. Aşağıdaki panaromic fotoğrafta bu noktadan izlenen manzara:



Ottawa kütüphanelerinden DVD filmleri ücretsiz olarak kiralayabilir, bir çok kitaba, dergiye bu kütüphanelerden ulaşabilirsin örneğin "Masalların Masalı"nı izleyebileceğin DVD yi bulabilirsin.

Hava durumundan bahsedecek olursak, Ottawa tarihinin en soğuk ve en sıcak günleri 15 Şubat 1943’te -36.1 santigrat derece, ve 11 Ağustos 1944’te 37.8 santigrat derecedir.


Ottawa`ya eğer turist olarak gelinecekse Mayıs sonu ile Ekim başı arasında gezilip görülmesi gereken bir yer. Her daim güzel olsa da alışık olmayana zor gelebilecek bir kış mevsimi var. Kışın uçakların ertelenmesi oldukça doğal bir durum. Eğer hava -40 santigrat derecenin altında ise, bazen uçağın içini ısıtamadıkları için bile uçuşu erteledikleri oluyor.

Burada bir de "feels like" terimine alışacaksınız. Bu ne demek? Hava -30 derece ise ama rüzgar saatte 10 km ile esiyorsa "feels like" -40'dır. "Feels like" derecesine göre sabah haberlerde, "lens takmayınız çünkü lens ile gözünüz arasındaki sıvı donabilir" ya da "kulaklarınızla oynamayınız, soğuktan düşebilir" gibi kulağa komik gelen ama oldukça ciddi bir şekilde tekrarlanan haberlere denk gelebilirsiniz.

Sıcaklık  (°C)
O
Ş
M
N
M
H
T
A
E
E
K
A
Genel En yüksek
-5
-4
2
11
19
24
26
25
20
13
5
-3
Genel En düşük
-15.5
-13
-6
1
7
13
15
14
10
4
-1
-11

Bunca zamanda ortaya çıkan en uğrak yerlerimizden örnek verelim; Chez Lucien, hamburgeri kesinlikle denenmesi gereken küçük bir pub/bar. La Bottega, şehir merkezinde bir İtalyan marketi, Kahve/Cappucino kesinlikle denenmeli, malzemeden kaçmadan hazırladıkları sandviçler 2 kişiye yeter, ayrıca kış aylarında marketin önünde kavrulmuş kestane satın alabilirsiniz. Bir diğer güzel kahveci ise yine Ottawa`ya özgü olan Bridgehead ve yazın oturması en keyfli yerlerden biri olan courtyard da bulunan Planet Coffee.

Courtyard - Planet Coffee
Art-Is-In, Ottawa`nın en güzel Croissantını ve diğer unlu mamülleri için en leziz fırın. Yazın kahvaltı/brunch için mekanın önüne masa atıyorlar, şehir merkezine yakın olsada arabasız gitmesi dertli bir yer. 

Genji`de Japon usulü sushi, Social`da loş ve kaliteli bir atmosferde güzel yemek ve karışık alkollü içecekler yaz/kış denenebilir. Şehir merkezindeki Khao Thai`da Tayland mutfağından, örneğin hindistan cevizi içinde gelen somon tabağı müthiş.

Elgin sokağı üzerinde geniş bir Japon mutfağına sahip Izakaya`da zor bulunan Yakitori deneyebilir, yine Elgin üzerinde 2014`ün popüler mekanlarından El Camino da leziz tacolardan New York stili bir barda yemeniz mümkün.
LaBottega - Ottawa

Bol çeşitli dondurma, krep ve waffle için Bank Caddesi'nde bulunan Stella Luna dondurmacısı depresif günlere bire bir. 

Tatlılardan bahsederken, SconeWitch`in ünlü scone larından (bir çeşit yağlı çörek) alıp şehir merkezindeki, Özgün`ün Çayınızı Nasıl Alırsınız yazısında da detaylı olarak anlattığı The Tea Store`un verandası altında çayınızın yanında denemelisiniz.

Atelier`de 2012 Kanada aşçılık altın madalyası almış şef Marc Lepine`in hazırladığı menüyü deneyebileceginiz, az sayıda masası olan bu restaurantta önceden rezervasyon yaptırmanız şart. Fiyat olarak diğer restaurantların 5-6 katı fazla ödeyeceğiniz 12 tabaklık önceden seçilmiş menü özel günler için denenebilecek bir seçim olur.

Atelier`den örnek bir tabak

Pizza, Kanada`nın olmazsa olmazı fakat PizzaHut / PizzaPizza gibi mekanlar değil de WestBoro bölgesinde yer alan ve odun ateşinde pişiren Tenessy Williams, ya da NewPort pizza restaurantları pizzanın gerçek tadına varmak için denenmeli. 

Elgin sokağındaki Town, OzCafe yine günün her saati için yemek ve içecek menüsü ile klas mekanlar. Bunlar dışında canlı müzik performansları için The Manx, Petit Chicago, Mercury Lounge, Babylon, Zaphod, Heart`n Crown, Raw Sugar, Irene`s ve Wakefield bölgesinde bulunan Black Sheep bir çok farklı sanatçının canlı peprformanslarını dinleyebileceğiniz en ideal mekanlar.

Zaphod`da Tragically Hip üyeleri çalarken

Sanatsal aktiviteler için National Art Centre, The Ottawa Art Gallery, Saw Gallery, National Gallery of Canada, Bronson Centre, sitelerinden etkinlikler listesine ulaşabilirsiniz.

Sadece tiyatral etkinlikler için GCTC, OLT siteleri her zaman takip edilmeli. Film festivalleri için CFI, Bytowne, MayFair, Goethe Institute, sitelerinde film festivalleri ve zamanları hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Ottawa`da düzenli olarak her sene gerçekleşen festivaller bu şehri yazın terkedilmesi zor kılan en güzel etkinlikler. Bunlardan en önde geleni, Ottawa Blues Festival, adının blues olduğuna bakmayın bu festivalde her kategoriden gruplar sahne aldı. (Skrillex, B.B King, Faith Hill, Björk, Theory of a Deadman, Soundgarden, Snoop Dog, Santana, Iron Maiden, Gypsy Kings, Dream Theater, Ben Harper gibi)


Ottawa Blues Fest - Alice In Chains

Ottawa Fringe Festival, amatör ruhlu ve "Fringe" kelimesine denk gel uçuk/kaçık sınırları zorlayan tiyatral denemeleri izlemek için en güzel festival.

Carivibe Beach Festival, Karayip kültürünü temsilen plajda bir günlük müzik, yemek, dans festivali, Karayip adalarını gezmenin ekonomik bir yolu. 

Ottawa Jazz Fesivali, şehir merkezinde çimlerin üzerinde, uluslararası bir çok jazz sanatçısını dinleyebileceğiniz huzur dolu bir festival. (Jill barber, Pink Martini, Robert Plant, Ziggy Marley, Herbie Hancock, Madeleine Peyroux gibi)

Ottawa Yunan Festivali, Yunan Ortodoks klisesinin bahçesinde sirtaki izleyip, kuzu çevirme yanında bira içebileceğiniz ender festivallerden bir tanesi.

1 Temmuz Kanada Günü, Kanada`nın her yanında kutlanan bu milli bayram günü başkent te de büyük bir coşku ile kutlanıor. Şehir merkezinden geçen Rideau Sokağı, trafiğe kapatılıyor birden fazla noktada konserler veriliyor. Kırmızı beyaz renklere bürünen Ottawa sokaklarında gezmek ve Ottawa ahalisi ile sosyalleşmek için en ideal günlerden biri.

Ottawa Kış Festivali (Winterlude) Şubatın ilk iki haftası şehir merkezindeki Confedaration Park ile Rideau kanal buz pistinin buluştuğu noktada 1979`tan bu yana her yıl düznlenen, buzdan heykeller ve canlı müzik performanslarının sergilendiği bir festival.


Ottawa güvenli mi? Diğer şehirlere nazaran suç oranı daha düşük, tabi başkent olmasının, nüfusun az, devlet memurun fazla olmasının etkisi oldukça yüksek. Her ne kadar tüm ırklara karşı aynı gözle baksak da bazı ükelerden gelenlerin Ottawa'da suç işleme oranının daha yüksek olduğu gözlemlenebiliyor. 

Şehir merkezinin suç oranlarına bakmak isterseniz Ottawa Polis Servisi tarafından hazırlanan 2009-2010 raporuna buradan ulaşabilirsiniz.

Ottawa`da ev kiralamak için bir kaç siteyi gözden geçirmelisiniz, en kullanışlı olan google haritası üzerinde kiralık ev bilgilerini gösteren PadMapper. (Kijiji, Craigslist gibi sitelerden kiralık ev bilgilerini toplayıp haritada sergiliyor)


Ottawa'da bulamayacaklarınız:
  • Kumpir
  • Tadı güzel bir iskender kebap, lahmacun vb...
  • Lüks markaların mağazaları (Bunların çoğu Montreal'de bulunabilir)
  • Simit
Ottawa'da bulabilecekleriniz:
  • EFE Rakı, Yeni Rakı - LCBO
  • Efes Pilsen, Tuborg - LCBO
  • Çay
  • Şehir merkezinde PinPon masası
  • Köfte, mercimek çorbası

Kanata bölgesinde ormanlık alanda Ekim yağmuru - 2011






* Rana sylvatica, bir başka deyişle biyolojik olarak kışın neredeyse ölüp (minimum hidrojen ve enerji ile halen canlı kalabilen) ve baharda tekrar dirilen bu kurbağayı başka bir makalede daha detaylı ele almak gerekli.




Fotoğraflar: Canon 7D + Iphone
Video: Canon 7D

S.Gun,
Haziran 2011


Yorumlar

  1. tam 1 ay sonra Ottawa ya tasinicam iki yilligina ve simdiden heycanim daha da artti diyebilirim. Bilgilendirici yaziniz icin tesekkur ederim. Umarim karsilasiriz. Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Birilerinin faydalandigini gormek guzel : ) Tesekkurler.

    YanıtlaSil
  3. ottawa da turk marketi var mi acaba yufka falan bulabilecegimiz? simdiden tesekkurler =)

    YanıtlaSil
  4. Şehrin doğu bölgesinde (St.Laurent civarı) "Mid-East" diye bir market var, http://www.mideastfoods.com/ burada beyaz peynir, yufka, Rize çayı, Türk kahvesi, antep fıstığı, sucuk, ayva reçeli, çubuk kraker, çoko prens : ) vb gibi aklınıza gelen tadları bulabilirsiniz. Şehrin batı bölgesinde (Kanata) "Shirin" diye bir Türk marketi var, http://www.shirinmarket.ca/index.html burada da yine bir çok Türk malı bulmak mümkün.

    YanıtlaSil
  5. Cok cok tesekkur ederim :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aç Kapıyı Melek, Ben Geldim

Mart ayında bir gün, bir Cuma günü. Saat öğleden sonra 4:30. Sabah hava sıcaklığı eksi otuz santigrat derece idi, şimdi ısındı biraz, yalnızca eksi on. Ah Ottawa, söyle yetmedi mi artık bu kış? İşten koşar adım çıkıyorum. Melek otoparkta beni bekliyor. Önce camları kaplamış olan buzu elimdeki uzun saplı plastik spatula ile bir güzel kazıyorum. Eğer dünyanın bu köşesinde yaşamayı hayal ediyorsa oralarda birileri, işte bu gerçeği de hayallerinin bir köşesine dahil etmeli. Zira spatulayla buz kazımak yemek yemek, su içmek gibi hayatın doğal bir parçası buralarda. Araçların camlarına yapışan kar taneleri buzlaşıyor, kaskatı kesiliyor. İşin yoksa her allahın günü kazı babam kazı.

İstanbullu Bir Turistin Gözünden Ottawa - 2

17 Haziran Cuma: Chateau Laurier diye oldukça büyük bir otelin arkasında bulunan Majors Hill park mükemmel bir yer, öğlen yemeğini yine Bottega'dan alıp bu parka yürüdük.  Çimenlerin üzerinde bir ağaç gölgesine oturduk. Parkta hula hup çevirenler, frizbee oynayanlar çocuklarını çimenlere salıp onlarla beraber yuvarlananlar, kitap okuyanlar, yanlarında getirdikleri darbuka benzeri (djembe) enstrümanları çalanlar hepsi burada. Mutluluk tepesi olmuş burası.  Karşımızda Parlamento binasının arka cephesi görünüyor ve biraz aşağı doğru bakarsak Ottawa Nehri ve karşı kıyı Quebec eyaletinin Gatineau şehri.

Kanada Mühendisi'nin Yüzüğü

Mühendislik Yüzüğü  Kanada üniversitelerinin herhangi bir mühendislik dalından mezun olan öğrencilerin, özel bir seremoni eşliğinde taktıkları yüzüktür. Paslanmaz çelikten veya incelikle işlenmiş demirden yapılmış olan bu yüzükler; kalem tutan, imza attığınız, dominant elinizin serçe parmağına takılır ki, bir proje imzalarken, bir dizayn yaparken yüzeye ilk yüzük temas etsin ve çıkarttığı t ını  ile size hata yapma olasılığınızı ve mühendislik etikleri üstüne ettiğiniz yemininizi tekrar tekrar hatırlatsın.

İstanbullu Bir Turistin Gözünden Ottawa - 1

Selam, ben Emre, Ottawa'da hızlı geçen birinci haftamın sonunda gözlemlerimi bu yaz ı  ile hızlıca paylaştım,  sürç-i lisan ettiysem affola.  14 Haziran Salı:  Aktarmalı uzun bir yolculuk sonrası başkent  Ottawa'n ın ( İstanbul Atatürk Havalimanı ile karşılaştırıldığında)  k üçük  uluslararası "Ottawa MacDonald–Cartier" h avaalanına  indim, d ı ş ar ı  çıkar çıkmaz fırın sıcağı gibi bir hava ile karşılandım. Alandan  şehir merkezindeki eve giden yol bol yeşillikli ve sanki  tüm şehrin bir bahçıvanı varmış gibi yemyeşil, düzenli ve temiz göründü. Jetlag halinde arkadaşların güneş vuran salonlarında kedi gibi kıvrılıp uyudum ve dinlendim. 15 Haziran Çarşamba:   Şehir merkezinde kalıyorum. Öncelikle, başkentin göbeğinde bulunan, "Parliament Hill" olarak bilinen tepecik üstünde, Rideau Nehrine nazır gotic mimariye sahip "parlamento" yani meclis binasını gezmek için şehir merkezinden yürüyerek geçtim. Yol boyunca, özellikle Rideau caddesi