Ana içeriğe atla

Uzak Ülkeler, Uzak İnsanlar, Uzak Sokaklar


Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın.
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın.

"Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var" isimli meşhur şiirinde böyle diyor Ataol Behramoğlu. Yalnızca düşlerde şekillenen, dillerini konuşamadığımız, sokaklarındaki yol tabelalarının bile hayalimizde akıl almaz bir çekiciliğe büründüğü o uzak ülkelerde haklarında hiçbir şey bilmeden yaşayıp gittiğimiz ne çok insan var! Ne çok sevinç var, ne çok kahkaha, ne çok yalnızlık...


Dünya bu denli büyük, tüketilmez ve zengin olduğu için sevinmeli miyiz; yoksa okyanusta salınan bir ceviz kabuğundan farksız olduğumuzu düşünüp ürkmeli miyiz? Tüm yaşantımızı gezmeye adasak bile var olanın kaçta kaçını görebileceğimiz, tadabileceğimiz de bir başka soru. Tüm yolculukların ardından sessizce köşemize çekilip avucumuzda birikenlere baktığımızda hayal kırıklığına uğramak da olası..

Çok gezen birisi değilim, öyle seyyah olmak gibi bir düşüm de yok.. Gerçekçiliği elden bırakmadan arada sırada bulduğu fırsatları değerlendiren, yazı yazmayı ve gördüklerini fotoğraf karelerinde sabitlemeyi seven bir adamım yalnızca..

Haydi itiraf edeyim, yola çıkmadan önce karnına ağrılar saplananlardanım ben. Evden çıkana kadar güvensiz, isteksiz.. Taksiye bindiğinde ise sabahın beşinde otobanın boşluğuna, henüz ağaran güne kanat çırpan tek tük kuşlara bakıp; "Yine gidiyorum" diye gülümseyen insanlardanım.. Bilmem ki, herkes mi böyledir?

Gezdiğim yerlerde aldığım notları yayınlamak, çektiğim fotoğrafları paylaşmak, tanıdığım insanları anlatmak istiyorum burada.. Dünyanın içinden geçtiğim sokakları arasında bende en çok iz bırakanları sizlere de göstermek istiyorum..

Kendimi kandırıyor olabilirim pekala. Belki de yalnızca gitmek için bahaneler yaratıyorum!

Özgün,
Kasım 2010

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Uzun Ömürlü İnsanların Adası

“Tanrı, insanları uzun ömürlü olsunlar diye Bozcaada’yı yaratmış.” Böyle  demiş Herodot… Beni yazmaya en hızlı ikna eden adam Özgün’e bir selam çakarak, Dünyanın Bütün  Sokakları’ndaki  ilk yazımı  çok sevdiğim Bozcaada hakkında yazmak istedim.  Malum yaz geldi, güneşi yeni yeni görmeye başlıyoruz ancak herkesin aklında tek bir soru var; tatilde nereye gitsek? İlk olarak ülkemizden nadide bir örnek vermek isterim Bozcaada! Gerçi Bozcaada ziyareti için Ağustos’u tercih etmenizi öneririm, yazının gerisinde nedenini paylaşacağım.

Montreal Festivalleri

Quebec eyaletinin en büyük şehri Montreal'i çekici kılan özelliklerden biri de sakinlerine ve ziyaretçilerine kültür sanat alanında pek çok mekan ve festival sunuyor olması.  Bir çok kaynakta Kanada`nın kültür başkenti olarak anılan Montreal, yaz ve kış aylarında onlarca festivale ev sahipliği yapmakta. 

Kanada Mühendisi'nin Yüzüğü

Mühendislik Yüzüğü  Kanada üniversitelerinin herhangi bir mühendislik dalından mezun olan öğrencilerin, özel bir seremoni eşliğinde taktıkları yüzüktür. Paslanmaz çelikten veya incelikle işlenmiş demirden yapılmış olan bu yüzükler; kalem tutan, imza attığınız, dominant elinizin serçe parmağına takılır ki, bir proje imzalarken, bir dizayn yaparken yüzeye ilk yüzük temas etsin ve çıkarttığı t ını  ile size hata yapma olasılığınızı ve mühendislik etikleri üstüne ettiğiniz yemininizi tekrar tekrar hatırlatsın.

Öz-le-dim!

Aniden hortlayabiliyor bir müzik, parfüm, tak ı  veya bir söz ile denk geldiğimde o hal ı n ı n altına ittiğim duygularım.  Çalışma hayatını üretken olmaktan dolayı seviyorum lakin aynı zamanda o hal ı n ı n altındakilerin çıkmasına da az zaman bıraktığından hoşnutluğum bir başka. Çalışmıyor olsaydım da evde oturamazdım, önce hafif eski bir yelkenli alıp onu tamir eder sonra da denize açılırdım ya da yine eski bir VW Westfalia  alıp içinde yaşanacak şekilde tamir edip turlamak isterdim.