Aslında bu tatil 2012'nin Aralık ayının ilk haftasında gerçekleşti.
Fakülteden yakın arkadaşımın Barbados'ta düğünününe davetliydik. Bu davet, Karayip Denizi'nde arkadaşlarla beraber keyif yapmak, Ottawa'nın buz tutmuş yollarından, kasvetli havasından bir haftalığına uzaklaşıp, ruhumuzu dinlendirmek ve uzak ufuklara açılmak için mükemmel bir fırsattı. (Ottawa'da kalsaydık, henüz snowboard/ski sezonu da açılmamış olacağından, sönük bir hafta olacaktı)
Görmediğimiz yerlere karşı her zaman büyük bir tutkumuz var. Aslına bakarsan sen gelmeden Dünya turunu da aradan çıkartmayı planlıyoruz. Aziz Augustine'in dediği gibi "Bu dünya bir kitap ve gezmedikçe sadece tek bir sayfayı okuduğunla kalırsın".
Gibbs Beach - S.Gun 2012 |
Ottawa, Gatineau ve Toronto`dan düğüne giden bir grup aynı uçaktaydık. Bridgetown havaalanına indik, dostlar bizi karşıladılar, hava Ottawa'dan tam olarak 40 santigrat derece daha sıcaktı (Ottawa -10 santigrat derece iken Bridgetown +30 santigrat derece idi).
Buradaki taksilerde taksimetre yok, iki semt arası önceden belirlenmiş bir ücret tarifesi var. Ücrette anlaştık ve düğünün olacağı St.Charles Marinası'na yakın, Gibbs koyuna elli metre mesafedeki kiralık evimize geçtik. Evi arkadaşlarla bir hafta paylaşacağız. Gibbs plajı hep kartpostallarda gördüğümüz gibi, kumsala enlemesine eğilen, gölgesinde uzanıp kitabını okuyabileceğin ağaçlarla doluydu.
Tamamen farklı bir iklimdeyiz, çoraplar ayaklarımızı yakıyor, bir an önce şort ve sandaletlerimizi giyiyoruz. Bütün yaz işe giderken bile giydiğim Teva Zilch sandaletlerimi yanıma almıştım, minimal (barefoot) dizaynda, ve teri çeken yumuşak tabanı ile tahmin edemeyeceğin kadar rahat. (Reklam olmasın diye yazmayacaktım ama tüm sandaletsever gezginlerle uzun zamandır paylaşmak istediğim bir noktaydı bu.) Barbados'un hava sıcaklığı Atlas Okyanusundan esen Alize rüzgarları ile bütün yıl boyunca 25 santigratrat derece ve üzerinde tropikal bir iklimde seyrediyor.
Gibbs Beach - S.Gun 2012 |
Hemen plaja indik, bu manzara insanı deli eder. Ağacın gölgesine uzandık ve sanki mavinin tüm tonları denizden göğe kadar karşımızda duruyor. Kum yumuşak, deniz ılık, dalgalar narince sallıyor bizi. Biraz ilerimizde bir Barbadoslu ressam, şövalesini kurmuş, Karayip Denizi'ne bakarak fırçasını sallıyor. Öyle iç açıcı bir manzarası var ki, şu anda hayal ettiği her şeyin resmini yapıyor olabilir, merak ediyorum, neyin resmini yapıyor diye.
Biraz sohbet ediyoruz, tuvalde her bir pulu farklı tonda boyalı, deniz üzerinde uçan bir balık. "Flying Fish" paralarının üzerinde de bulunan, Barbados'un sembolü. Trinidad adası ile aralarında bu balık yüzünden sorunlar çıkmış, ama Barbadoslular, "uçan balık bizimdir" diyerek sahiplenmişler uçan balıklarını.
- Çok güzel bir çalışma olmuş dostum, kolay gelsin.
- Teşekkürler. Adanın ve güneşin tadını çıkarın. Akşama benim adıma da rom için.
- İçeceğizzzzzz
Saçları örgülü, esmer tenli, sıcak kanlı, Barbadoslu ressam ne kadar nazik ve huzur dolu bir adamdı. Tam örnek bir Rasta idi.
Adanın batı yakası, sakin denizinde yüzüp güneşlenmek için en ideal bölge. Göremediğimiz bir uzaklıkta aslında karşımızda St.Vincent ve St.Lucia adaları var. Rüzgarüstü Adalarının 160 km doğusunda, Venezuela`nın 435 km kuzeybatısında bulunuyoruz. Bir kilometre kuzeyimizde Mullins Koy'unda sahilde kahvaltı ve öğle yemeği için Mullins Restaurant bulunuyor. Burada ilk kez ekmek ağacı meyvesi (Breadfruit) deniyoruz, tatlı patates tadında bir aparatif.
Yakın çevrede farklı restoran seçenekleri için Gibbs Koyu'nun 4 km güneyinde Holetown sempti var. Alışveriş merkezi, barları, restauranları ve gece hayatı ile akşam gidilebilecek canlı bir sempt. Menüsü, manzarası, ve servisi ile öne çıkan, denenmesi gereken restaurantlardan birisi "Tides Restaurant".
Yakın-Uzak kavramı bu adada bizim alışageldiğimizden daha farklı, çünkü adanın tümü zaten 431 Kilometre kare (34km x 23km). Karayıplerin en büyük adası Küba, Barabados`un yüz ölçümünün 258 katı büyüklüğünde. Adayı çevreleyen ana yol (HWY1) sadece iki arabanın geçebilceği genişlikte. Yayaların da kullandığı ve her iki yanında yerleşim birimleri olan bu yolda adanın kuzeyinde maymunlar ve keçiler de çıkıyor önümüze.
Sandy Lane Beach - S.Gun 2012 |
Gibbs Koyu'nun 7km güneyinde, Sandy Lane Plajı'nda arkadaşlarla buluşmaya gidiyoruz. 1 Sandy Lane adresinde denize sıfır ama buraya ait değilmiş gibi duran soğuk bir villa bulunuyor, Rihanna'nın evi. Biraz ileride caddeden (HWY1) plaja çıkan dar sokaktan geçiyoruz, aslında burası sağlı sollu masaların bulunduğu küçük bir bar. Mekanın sahilinde şezlong kiralıyoruz. Barmen bardaklara şişeden rom doldururken kafasını başka tarafa çevirip bir arkadaşıyla muhabbet ediyor, yüzde 75 rom, yüzde 25 kola.
Sonrasında arkadaş grubumuzdaki kızların favori içeceği piña colada hazırlarken "I am the best piña colada shaker in the Carribbean, man - Ya man" diye bir kaç kere tekrarlıyor. Piña coladalar hakikatten leziz. İşte tam bu sırada sörf tahtasını eline almış bir Barbados'lu güneşin batışı ile evine doğru ilerliyor.
Kumlara gömdüm rom dolu bardağımı, şu an tüm hissedibildiklerimi, Alize'yi, çakır keyfimi, manzarayı, mutluluğumu zihnimde, hafızamda saklamam gerek. Ottawa'ya döndüğümüzde uzun süre kar fırtınaları sürecek. Boşver! - Şimdi kar fırtınalarını düşünmenin hiç sırası değil.
Kafamda çalan Bethoven'in 7. Senfonisi sanırım, rom iyiymiş, herkes mi uçuyor ?
Kumlara gömdüm rom dolu bardağımı, şu an tüm hissedibildiklerimi, Alize'yi, çakır keyfimi, manzarayı, mutluluğumu zihnimde, hafızamda saklamam gerek. Ottawa'ya döndüğümüzde uzun süre kar fırtınaları sürecek. Boşver! - Şimdi kar fırtınalarını düşünmenin hiç sırası değil.
Kafamda çalan Bethoven'in 7. Senfonisi sanırım, rom iyiymiş, herkes mi uçuyor ?
Ertesi sabah başkent Bridgetown'a iniyoruz. Minibüsün yolcuları, yüksek seste ve yüksek basta çalan reggea müziği eşliğinde, senkronize bir şekilde hissedilen bas ve yoldaki tümseklere denk geldikce bir ahenk ile sağa solla sallanıyor.
Barbados 30 Kasım 1966`da 1625'ten beri bir kolonisi olduğu İngiltere Birleşik Krallığına karşı bağımsızlığını ilan etmiş. Sömürge olduğu yıllardan kalan iki miras, direksiyonların sağ tarafta olması ve kriket oyunun adanın milli sporu olması. Barbados Tatili sırasında Kensington Oval stadyumunda bir kriket karşılasması izlenmeli.
Burada okul üniformali öğrencilerin otobüs ve minibüslere binmesi ücretsiz lakin minibüslerde "Arkayı beşleyelim!!!" mantığı burada da hakim, "Barbados'ta minibüs hiç bir zaman dolu değildir" diyor Jonathan, gerçekten de öyle, bana dolu görünüyor ama insanlar oldukça içli dışlı yaşamaya zaten alışık, buna sadece biz yabancıyız.
"ZR" olarak bilinen minibüsünde en arkanın bir önündeki, normalde 3'lü koltuğun yanındaki koridor kısmında açılır kapanır bir koltuk daha var, bu koltuğun açılması ile oraya da biri oturuyor ve herhangi bir kaza anında en arkadan nasıl dışarı çıkacağımızı düşünüyoruz. Yüksek ses, yüksek bas, tümsekler, mekan darlığı, ve hız, klostrofobik biri için tam anlamıyla bir kabus olabilir.
Barbados'un nüfusu 280 bin civarında ve nüfusun çeyreği başkent Bridgetown ve çevresindeki Güney kesimlerde yaşıyor. Başkent yakınlarında bulunan ada sakinlerinin de kullandığı, güneye bakan, uzun ve geniş Accra Plajı gün boyunca aktif bir plaj olarak görülmeye değer.
Cuma akşamı, Bridgetown'dan Güney'e doğru "ZR" ile Oistins Balık Marketi'ne, arkadaşlarla buluşmaya gittik. Oistins ışıl ışıl parlıyor. Bu kadar kalabalığı Barbados'ta bir arada ilk kez görüşümüz.
Yemek öncesi sahilde yavru bir maymun ile biraz zaman geçirdik. Sahibinin yanında kırmızı tasması ile duran, henüz altı aylık bu maymun oldukça hiperaktif ve meraklı. O minyatür insan elleri ile sarıldığı N.'un kucağından inmek istemedi.
Oistins Cuma akşamları karnaval havasında, Reggea müziği eşliğinde dans edenlerle dolu. Burada "flying fish", "mahi mahi" ve "swordfish" kesinlikle denenmeli. Izgarada balıklar, duman, reggea, sıcak bir ortam, biz de dostlarla masamızda muhabbet ve keyifteyiz.
Denenmesi gereken bar/club lardan bir tanesi St. Michael bölgesinde "Harbour Lights". Sahile açılan bahçesinde ve açık hava barda, insanın içtikce içesi, dans ettikçe edesi geliyor. Barmenden ilk içki siparişi sonrasında işaret parmağımızla aynısından anlamına gelen küçük bir daire çizmemiz yetterli oluyor. Evrensel dil.
Son dört günümüzde araba kiraladık, burada araba kiralamak da alışageldiğimiz gibi degil. Arabayı evin kapısına getirdi bir şöför, arabanın içinde ehliyet ve kredi kartı bilgilerimin bir kopyasını aldı, biraz muhabbet ettik, kendisini şehre bırakma teklifimiz ona pek çekici gelmedi ve yürüyerek otobüs durağına gitti.
Adanın orta kısmında ve kuzeyinde gitmeyi planladığımız yerler var, artık gitmemiz çok daha kolay.
Adanın orta kesminde, St Joseph bölgesinde bulunan Flower Forest Parkı'nı gezdiğimiz gün sabahtan çiseliyen yağmurdan olsa gerek, sadece iki kişiydik. Parkın girişinde her ihtimale karşın ücretsiz verilen şemşiyelerden bir tanesini ödünç aldık.
Flower Forest Parkında bir kaç koşuşturan maymun ve huzur verici doğa ile baş başa kaldık. Park saat 4 gibi kapanıyor, biz parktan çıkarken, park çalışanları artık evlerine dönmüşlerdi.
Bu adanın, insanları gibi doğası da bir harika. Adanın kuzeyindeki Animal Flower Cave'e araba kiralayarak gidip, doğal güzelliklerin arasından geçebilir, sahilde durup muazzam manzarayı fotoğraflayabilirsiin. Barbados adasının en yüksek noktası 336 m olan Hillaby Dağını da görmüş olursunuz..
Yol boyunca etrafınıza dikkatli bakarsanız, maymun gruplarını gözlemleyebilirsin. Animal Flower Cave civarında 1961'den bu yana ayakta duran, küçük, hoş, okyanus manzaralı bir de bar var, duvarlarında ziyaretçilerden hatıra resimler, paralar, kartlar ve bayraklar bulunuyor.
Bu barda, okyanus manzarasına karşı oturup kokteyl içeceklerden denenmeli.
Adanın ortasında, St. Thomas bölgesinde, adı 1700'lerde o topraklara sahip Thomas Harrison`dan gelen "Harrison's Cave" bulunuyor.
Barbados'un tatlı su kaynağı olarak da kullanılan bu doğal mağaradan çıkan su dünyanin en saf icme suları arasında. Bu mağaranın içini, sonradan birleştirlen koridoların arasında turlayan bir araç ile 1981 yılında halka açılmış. Bu doğal mağarada yüzyıllar boyunca oluşmuş sarkıtlar, göletler ve dikitler bulunuyor. Bu bölge hiking için oldukça ideal.
Harrison Cave - S.Gun 2012 |
Ayrıca ek ücret karslığında Harrison's Cave koridorlarında mini-otobüs ile turlamak yerine, dizlik ve kask takarak dar su kanallarında rehber denetiminde bir macera turu yapılabiliyor.
Adanın Güneyinde Doğu'ya bakan "Crane Beach" adanın en güzel plajlarından biri. Bazı kaynaklarda Dünyanın en iyi 10 plajı içinde bulunuyor, fakat biraz dalgalı olabiliyor.
Bu koyun kayalıklarının tepesinde adanın en eski oteli Crane Beach Oteli bulunuyor 1867 de açıldığından beri plajı ve manzarası ile balayı çiftlerinin tercih ettiği bir mekan.
Crane Beach - S.Gun 2012 |
Crane Plajı'ndaki şezlonglar aslında otele ait ve kullanabilmek için otelin mavi havlularının serili olması gerekli, plajdaki bardan içkilerimizi alırken barmen ile anlaşıyoruz, ve biraz bahşiş karşılığı havlu ve şezlong almamıza izin veriyor.
Manzara o kadar rahatlatıcı ki. Bu plajı kendine ofis edinmiş bir Barbadoslu, hindistan cevizi içinde rom sunuyor.
Adanın doğu kıyısının tam ortasında Bathsheba plajı bulunuyor. Flower Forest'a gidince, buraya da kesinlikle geçin. Bu plajın bir diğer adı ise "Soup Bowl", dalgaların büyüklüğünden dolayı buraya Barbados`un sörf cenneti de diyebiliriz.
Karayiplerin denizaltı güzelliklerine göz atmak isteyenler için iki farkli alternatif var. Birincisi tabiki tüplü dalış yaparak, bunun için Barbados Blue ve ya R&W dalış okulları ideal. Bir diğer alternatif ise Atlantis Submarine şirketinin sunduğu bol pencereli küçük bir denizaltı gemi ile denizaltı zenginliklerine göz atmak.
Karayiplerin denizaltı güzelliklerine göz atmak isteyenler için iki farkli alternatif var. Birincisi tabiki tüplü dalış yaparak, bunun için Barbados Blue ve ya R&W dalış okulları ideal. Bir diğer alternatif ise Atlantis Submarine şirketinin sunduğu bol pencereli küçük bir denizaltı gemi ile denizaltı zenginliklerine göz atmak.
"Silver Sands Beach" ise rüzgar ve sörf sporları için ideal bir diğer plaj. Her iki plajda okyanus manzaralı hoş kafe ve barlar bulunuyor.
Ada'da denediğimiz her yemek lezizdi, salatalar, meyveler her zaman tazeydi. Bu adada ortalama bir tabak yemek $14-$18 BBD bizim için oldukça ekonomik çünkü yaklaşık olarak $7-8 CAD ye karşılık geliyor.
Barbados'un ismi İspanyolca "Los Barbados" kelimesinden geliyor. Bunun sebebi de Barbados'ta bolca bulunan incir ağaçlarının sakala benzer, toprağa kadar sarkan dalları olması.
Kesinlikle yapılması gereken bir diğer aktivite ise Katamaran ile günü birlik tura çıkmak. Adanın koylarını dolaşırken, limitsiz alkol ve yiyecek sunan turlar Bridgetown yakınlarındaki limandan kalkıyor. $60 USD civarındaki bu gezide karetta karetta kaplumbağaları ile yüzebileceğin Sandy Lane Plajı'na gidebilirsin.
Daha önce Küba'da yunuslarla yüzdügümüzde ilk defa okyanusun sahiplerinden biri ile bu kadar yakın temasta bulunmuştuk, gücü ve sıcakkanlılığı bizi çok etkilemişti. Karetta karetta lar da bizimle beraber yüzüp, elimizden yemek yediler. Yüzlerinin etrafının sevilmesinden hoşlanmıyorlar, ısırabilirler.
Barbados sokakları, doğa ile iç içe, kıpır kıpır, ve heyecan verici maceralarla dolu. Cuma ve Cumartesi akşamları en işlek gece hayatını görebilir, bulunduğun her hangi bir noktadan 20 dakika içinde Atlantik Okyanusu'nun narin koylarından birinde kendini bulabilirsin. Bir haftadan sonra adanın tembelliğine ayak uyduruyorsun.
Barbados, gelişmekte olan ülkeler arasında yüksek yaşam standartlarından birine sahip. İnsan Gelişme Endeksi 2011 (Human Development Index) verilerine göre Kanada 6. sırada, Barbados 47. sırada Turkiye ise 92. sırada bulunuyor. (Bu verilerde kullanılan nüfus sıralaması ise, K:~34,482,779 B:~273,925 T:~73,639,596)
Kiraladığımız arabayı havaalanındaki otoparka, anahatarı ise şöför koltuğunun paspası altına bırakarak ucağımıza geçtik. Toronto aktarmalı uçagımız ilk denemesinde Ottawa'ya kötü hava şartlarından dolayı inemedi. Ottawa semalarında üç-dört tur atıp Toronto'ya geri döndük. Havaalanındaki otelde bir gece konaklayıp, sabah uçagı ile Ottawa'ya vardığımızda göz kamaştıran bir parlaklıkta, Ottawa karlar altındaydı.
Barbados Karayiplerde görülmesi gereken adalardan bir tanesi. Ucuşlar İstanbul'dan aktarmalı 13-15 saat, Toronto'dan ise 4-5 saat sürüyor.
* Katamaran ile günübirlik gezi
* Oistins balık marketinde Cuma akşamı mangalda balık ziyafeti
* Adayı araba kiralayarak turlayın
* Hindistan cevizi icinde Rom, Pina Colada, Rum & Coke deneyin
* 1-2 şişe "Mount Gay Extra Old" Rum satın almadan dönmeyin
* Flower Forest Parkı'nı gezin
* Adanın en kuzey noktasında bulunan Animal Flower Cave de görmeye değer. Bar işletmesinin duvarlarına belki kendinizden de bir hatıra bırakırsınız.
* Uçan balık sandviçlerini kesinlikle deneyin
* Bridgetown cevresinde taze meyve sularindan deneyin
* Barbados Doları kullanmak daha avantajlı, 1 USD = 2 BBD
* Elektrik prizleri 110 Volt
* Barbados'ta ev satın almak için fiyat/ev listesi
* Barbadost'ta kiralık evler: İngiltere'den, U.S.A'dan
* Barbadost'ta kiralık evler: İngiltere'den, U.S.A'dan
Fotoğraflar Canon 7D / L24-105 ve iPhone4S ile çekildi.
S.Gun
Mart 2013
S.Gun
Mart 2013
ellerine sağlık daha güzel anlatamazdın
YanıtlaSilTesekkur ederim, okuyup begenen birileri oldugunu gordugume sevindim.
YanıtlaSilİyi bir gezi analizi olmuş. Emeğine, yüreğine sağlık...
YanıtlaSilOto Moto - Tesekkurler : )
YanıtlaSilCok guzel bir yazi olmus. Karayip anilari tazelendi :)
YanıtlaSilBarbados merakettiğim bir yerdi. Verilen bilgileri ve şeklini çok kaliteli ve başarılı buldum. Teşekürler
YanıtlaSiltesekkurler : ) yavas yavas diger gezi yazilarini da bitirmeye calisiyoruz : )
YanıtlaSilGitmiş gibi oldum, teşekkürler.
YanıtlaSilBegendiginize sevindim.
YanıtlaSilharika bir yazı, elinize sağlık. rihannanın jump şarkısından sonra bu sayfalara nerden geldim bilmedim:) istanbul'da yaşayan birisi olarak yaşamımın boşa geçtiğini hissettim bu yazınızı okurken. doğal hayat, özgür ve güler yüzlü insanlar. aslında çok şey istemiyoruz. elimizden çalınan bir hayat var.
YanıtlaSilTeşekkürler. Rihanna'nın evi Barbados'ta olduğundan arama motorları bir bağlantı kurmuştur belkide. Barbados keyfli bir yerdi, lakin biz de orda yaşamıyoruz. Yakın bir arkadaşımın Barbadoslu erkek arkadaşı ile düğününün erkek tarafında yapılmasına karar verilmesi ile başladı bu yolculuk. Bir çok konuda farklı bir düzenin içinde var olmak isterdim ben de.
YanıtlaSilAcaba bir haftalik bir tatil ne kadara mal olur?
YanıtlaSilSizin yazdiklarinizdan sonra cok ilgimi cekti.
kisilik bir aile ne kadar harcamali acaba?
Selam Denizce, en büyük iki kalem gidiş/dönüş ve konaklama masrafları. 4-5 ay önceden ayarlabilirseniz daha makul fiyata uçak bileti ve kalacak yer bulursunuz. Dışarı harcamaları pahalı değil lakin Türk Lirasının Barbados doları karşılığının 1 TRY = 0.858806 BBD olmasından kaynaklanan pahalılık hissidilebilir. (Kazancınız USD ya da Euro ise sizin için çok daha avantajlı)
YanıtlaSilBiz biletlerimizi ve ev olayını 6 ay önceden ayarladığımızda fiyatlandırma şu şekilde oldu: 1 kişi gidiş dönüş (Ottawa-Barbados) $610 + ev kirası payımız bir haftalık iki kişi $750 + yeme/içme/gezme masrafları
5-6 ay önceden uçak biletleri ve konaklamayı ayarlamak tatil masraflarını aylara bölüp yavaş yavaş karşılamımızı kolaylaştırdığından ve daha fazla seçenek sunduğundan öneriyorum.
Yazınızi okuduktan sonra Barbados a gitmiş izlenimini almamak mümkün değil, bu guzel yazı için teşekkürler.
YanıtlaSilTeşekkür ederiz çok güzel bir yazı olmuş.Severek ve beğenerek okudu.Barbados hakkında ciddi anlamda bilgilendirmişsiniz.
YanıtlaSilsevindim : )
YanıtlaSilSlm.Bu hafta ici Barbadosa gidiyorum.Flowe Forest Parkina ve diger Botanik bahcelerine Ve Magara ya giris ucretlimi?Ucretliyse ne kadardi.?Tesekkurler.
YanıtlaSilOcean King - Evet ücretli, örneğin Harrison Mağarasına giriş kişi başı $25-$30 arasında. Mağarada iki farklı deneyim var, birincisi 10-15 kişilik bir grupla bir araç ile gezi İkincisi de dizlikler takarak suların içinde sürünerek bir gezi. Daha detaylı bilgiler için: http://www.harrisonscave.com/
YanıtlaSil